Kimyasal silahlar, insan üzerinde fiziksel psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevi maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. Bu maddeler, cansız olmaları nedeniyle, çoğalmaları veya insandan insana veya diğer canlılara bulaşmaları söz konusu değildir. Ancak içerdikleri kimyevi maddeler nedeniyle insan üzerinde tahrip edici etkileri vardır.
Kimyasal savaş maddelerinin savaş alanında kullanımı ilk defa I. Dünya Savaşı sırasındadır. Almanlar tarafından Klorin gazının bulunduğu bidonların kapaklarının açılması ve rüzgâra bırakılarak gazın dağılması yöntemi ile kimyasal savaş başlamıştır. Hemen arkasından Fransızlar 1915'te fosgen gazını cephane içine koymuşlar ve bu şekilde Alman mevzilerine atmışlardır. Bu kullanım, sonrasında kimyasal silahların kullanımına temel oluşturmuştur. Haziran 1917'de ise yine bir ilk olarak Almanlar, kusturucu bir gaz olan Difenilkloroarsin (DA) maddesini hardal gazı ile eş zamanlı olarak kullandı. Difenilkloroarsinin hardal gazı ile birlikte kullanılmasının sebebi olarak; bu gazın, gaz maskesinin çıkarmasına neden olması ve dolayısıyla Hardal gazının daha etkili olmasını sağlaması gösterilmektedir. I. Dünya Savaşı süresince bu gazlar, her iki tarafın da çok önemli kayıplar vermesine neden olmuştur.
1925 yılında imzalanan Cenevre Protoklü ile kimyasal gazların savaş sırasında kullanılması yasaklandı. Bu anlaşmada, içinde Amerika Birleşik Devletleri'nin de bulunduğu bazi ülkeler, kendisine karşı gaz kullanılması durumunda misilleme hakkını kullanmak üzere çekince koydular. Cenevre Protoklü'nü imzalamalarına rağmen, İtalya, Etiyopya'da ve Japonya, Mançurya ve Çin'de Amerika Vietnam da kimyasal savaş maddesi kullandı. II. Dünya Savaşı süresince her iki tarafın elinde büyük miktarda kimyasal silah bulunmasına rağmen iki taraf da kimyasal silah kullanılmamıştır. Çünkü iki tarafta misillemeden korkuyordu. Ancak Japonlar Çin de kimyasal silah kullanmıştır.
Sinir gazları, Almanlar tarafından 1930 yılında bulunmuş ve II. Dünya Savaşı esnasında geliştirilmiştir. 1936'da Alman kimyageri Gerhad Schrader, böcek ilacı üzerinde çalışırken Tabun (GA) gazını buldu. Gerhad Schrader iki yıl sonra daha da zehirli olan Sarin (GB) gazını keşfetti. Almanların elinde çok büyük miktarda Tabun doldurulmuş cephane bulunmasına rağmen bunları kullanmak yolunu seçmemişlerdir.
Galipler, II. Dünya Savaşı'nın ardından sinir gazları ile ilgilendiler. Britanyalılar özellikle bir miktar Sarin (GB) gazını ele geçirdi ve bunu inceleme olanağı buldu. Sovyetler ise Almanların Sarin (GB) üretim fabrikalarından birini ülkelerine taşıdı. ABD, Sarin (GB)'nin parçacıklı bomba ile kullanımını ve bunun cephaneye uyarlanmasını tasarladı. Topçu roketleri, mermiler ve püskürtme tankları üretildi.
Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada, Sarin (GB)'nin test amaçlı üretimine başladılar. ABD Sarin (GB) için büyük ölçekli üretime girdi. Sovyetler ABD'ye göre daha küçük ölçekte aynı tip üretime girişti. Ruslar, Soman (GD) üretimine de başladılar. 1950'lerde, Britanyalı bilim adamları sinir gazının diğer bir kategorisini oluşturan V gazını buldular. ABD ve İngiltere değişik işlemlerle V maddesinin diğer formu olan VX'i üretti.
1960'larda ise toplum hareketlerini önlemeye yönelik, ancak öldürücü olmayan gazların geliştirilmesine devam edildi. CS ile tanımlanan göz yaşartıcı bu maddeler, mukozaya yüksek derecede zarar veren maddelerdir. CS maddesi ilk defa İngiltere tarafından üretilmiş ve kullanılmıştır. Aynı yıllarda öldürücü olmayan bir diğer madde olarak uyuşturucu maddeler ortaya çıktı. Bunların standart tipi BZ olarak tanımlanmıştır.
Yakın tarihte kimyasal silahların kullanımını, 1982-1987 yılları arasında İran-Irak Savaşı sırasında, Irak'ın güney bölgesinde İran kuvvetlerine karşı görülmüştür. Irak ayrıca kimyasal silahlarını Halepçe'de sivil Kürt halkına karşı da kullanmıştır. Japonya'da Aum Shinrikyo adlı mezhebin Tokyo metrosuna karşı giriştiği saldırı ise, kimyasal silahların terörist amaçla kullanımına yakın tarihimizden bir örnektir.
Maskesiz personelin solunum sistemine girerek kandaki oksijen miktarını azaltan ve bu nedenle asfiksi sonucu ölüme yol açan bir gazdır.
Vücudumuzdaki sinir sistemlerinin dengesini bozarak felç meydana getirip saf dışı eden çok zehirli bileşiklerdir. Çok küçücük bir damlası bile insanı öldürebilir. Son yıllarda kendi başına sinir olmayıp, birleşince tehlike yaratan çift sinir maddeleri de üretilmiştir.
Kan Zehirleyici maddeler, öncelikle vücuda solunum sisteminden geçerler. Oksijenin kandaki Hemoglobin maddesi ile birleşmesini önleyerek, ölüme neden olurlar. Genelde meyve çekirdeği kokusunda ve pis kokuludurlar. Bu yüzden kendilerini hemen belli ederler. Maske süzgeci bu gazlarda çok çabuk bozulur ve elden çıkar. Çok uçucu bir gaz olduğu halde, maruz kalan insanı 15 dakikada öldürebilir.Çeşitleri ve Simgeleri:
Bu gazlara kabarcık gazları da denilmekte olup; cildi, solunum organlarını ve gözleri etkilerler. Genelde sıvı olarak kullanılırlar. Dokunulduğunda veya buharları ile bu sıvılar; cildi, gözleri ve solunum organlarını yakar ve derin yaralar açarlar. Çeşitleri şunlardır:
Bunlar temelde pis kokulu olup; sarımsak, balık ve küf kokuları çıkarırlar.
Kusturucu maddeler kargaşalığı kontrol altına almak ile kullanılırlar. Savaş gazı olarak düşünülmezlerse de, eğitimsiz kıtalara maskeyi çıkarttırmak amacıyla diğer gazlarla aynı anda veya hemen öncesinde kullanılabilirler. Aşağıda belirtilen üç kusturucu madde, normal olarak katı halde bulunurlar. Isıtıldıklarında buharlaşır ve sonra yoğunlaşıp zehirli aerosollar oluştururlar. Arazi koşullarında kusturucu maddeler, etkisinde kalanlara büyük rahatsızlık verirler. Bu maddeler kapalı yerlerde bırakıldıklarında, çok ağır hastalığa veya ölüme neden olurlar.
Göz yaşartıcı gazlar: Bu maddeler gözyaşı akmasına ve cildin tahrişine neden olurlar. Eğitimlerde ve kargaşalığın kontrolü dışında ender kullanılırlar.
BZ: Kuinuklidinil benzilat: Bu madde uyuşturucu bir kimyasal madde olup, etkilediği insanları, oluşturduğu fizyolojik ve zihinsel etkilerle önemli bir süre etkisiz hale sokar. Bu etkilerden iyileşme, etkileme süresi sonunda tam anlamda olur. Bu maddelerden bir kısmı felç, körlük ve sağırlık gibi geçici fiziksel etki gösterirler. Bir kısmı ise yine geçici olarak akıl hastalıklarına neden olur. Bu uyuşturucular, sürekli kayıp oluşturmazlar, sadece geçici etki gösterirler. Bu açıdan kargaşalığı kontrol altına alma maddeleri olarak kullanılırlar. Çevre halkına ve birliklere zarar vermediklerinden, herhangi bir durumda kontrol altına alabilecek asgeri gereksinmelerde kullanılırlar.
Orijinal kaynak: kimyasal silah. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page